4 Mayıs 2010 Salı

Yogayla dolu...


Nicole’le ilk akşamın ardından, ders sonrası yoğun sohbet ve paylaşımlardan sonra, stüdyo yavaş adımlarla boşalıyor. O çok sevdiğin ders sonrası muhabbetini bırakıp gitmek istemez ya bir yanın, ayakların bir türlü çıkarmaz seni kapıdan; aynı deneyimi paylaşan güzel insanlarla kalıp, hisleri, pozları, zorlandığın ve açıldığın yerleri bir çırpıda anlatmak, diğerlerinin deneyimini dinlemek istersin. İşte dün akşam da, yogayla ve Nicole’un şaşırtıcı akışlarıyla keyiflenen, açılan ve tazelenen bedenlerimiz çıkıp gitmek istemedi stüdyodan; aydınlık yüzlü bir grup insanın ışığıyla doldu ortam, gülen, kıkırdayan, iç çeken ve mırıldanan, kimi dinginlik içinde, kimi hala kıpır kıpır...

Gece, uzundur özlediği uygulamayla doymuş bedenimi, hafif bir salata ve yoğurdun ardından derin ve sıcak bir uykuya teslim ettim, ve sabah stüdyoda duble yumurtamı yedikten sonra ilk hamile yogası dersime hazırlanmaya başladım. Janice Clarfield’la yaptığım Prenatal Yoga/Conscious Birthing kursu bana çok iyi geldi; hamile kadınlarla Yoga dersleri yapmak için fiziksel, psikolojik ve anatomik bilgi dağarcığımın genişlemesinden çok daha ötede, daha derinden güven, anlayış, empati ve bağlantı duyguları uyandıran, ve bu duyguları güçlendiren bir kurs oldu. Birlikte yol aldığımız 30 kadının kendi hamilelik, bebek, doğum, hamile yogası, değişen yoga hikayelerini, hamile kalmaya dair duygularını, deneyimlerini dinlemek, kendi his ve yaklaşımlarımı paylaşmak, birbirimizden beslenmek harikaydı. Kurs boyunca karnımda bir yastıkla gezmek, asana uygulamak, değişen ağırlık merkezimi, hareketlerimdeki kısıtlamaları, hizamdaki değişimi kısmi olarak da olsa fark etmek, sadece hamile kadınlarla değil, farklı beden tiplerinde öğrencilerle çalışırken de bana destek verecek bir empati ve yumuşaklık getirdi. Hizaya kaskatı bağlılığımda hafif bir çözülme, yogası insana göre uyarlama yaklaşımımda bir güçlenme, ve hamile kadınlarla çalışmaya dair güven oluştu. Bugüne de hamile kadınları algılayışımda öne çıkan kırılganlığın tam aksine, bebek taşıyan bir bedenin gücünü, dayanıklılığını ve önemli noktalara dikkat ettiği sürece ne kadar geniş bir yoga serisini uygulayabileceğini görmek muhteşemdi. Gruptaki farklı hamilelik dönemlerinde olan kadınlara tanık olmak da bu konuda destek vericiydi. Yoganın, her insan için olduğunu, ve hayatına her dönemine, o dönemin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına göre uyarlanabilirliğini bir defa daha anladım… Yaşadığım sürece yoga daima var olacak, ve daima benimle olacak; yaşam, evren, bilinç izin verdiği sürece de yogayı insanlarla paylaşmaya devam edeceğim…

Bu arada Janice’e, tarzının bana çok iyi geldiğini, yogaya özgürlük ve alternatifler katan yaklaşımının bana çok tanıdık geldiğini, kimi cümlelerinin ve yanıtlarının bana Erich Schiffmann’ı çağrıştırdığını söylediğimde, uzun seneler önce Erich’le hocalık kursu yaptığını öğrendim. Uzun uzun Erich’ten, Free Form’dan, yogadan sohbet ettik ve bir defa daha yüce bilincin yoluma çıkardığı harika bir hoca için şükrettim. Bugüne dek birlikte çalıştığım ve vizyonunu, bilgisini, deneyimini, insan sevgisini benimle paylaşan tüm hocalarım için de tekrar şükrettim.

Önümdeki uzun güne hazırlanırken, Nicole’den kalan tatlı gluteus maximus sızısı, arınmış ve açılmış beden hissi, ve önümde hamile serileriyle keyfim pek yerinde...!
Yogayla dolu bir gün, bir ömür dileğiyle,
Deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails