Yoga
spor değildir.
Yoga din
değildir.
Yoga
dogma içermez.
Yoga
seni bir kalıba sıkıştırmaz.
Yoga
sana zorla belli kıyafetler giydirmez.
Yoga bir
dünya görüşü empoze etmez.
Yoga Yaşamdır.
Yoga bir yaşama sanatıdır, ruhsal, zihinsel ve
bedensel disiplinler içerir; bu uygulamalar içinde beden canlılık, güç ve
esneklik kazansa da, buna yoganın en güzel yan etkisi diyebiliriz. Yoganın özü
ruhsal seviyede gerçekleşir; bedeni, nefesi, sürekli tanıklık ve farkındalık
halini araştırdığımız bu yolun hem sanat, hem ilim hem de tüm insanlığın iyi
haline adanmış bir öğreti olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun aksini
iddia edenler, ya bilgi, ya deneyim ya da yollarını açacak doğru bir rehberin
noksanlığıyla yogayı olduğundan kıt, basit ve yeknesak tanımlamakta olabilirler.
Hareket ve nefesin sarmalıyla bedenin farklı
poz ve akışlara teslim olduğu her uygulamaya spor denemez. İnsanın kendi iç
alanına duyarlı hale geldiği, zihnin sakinleştiği ve odaklanabildiği, daha
yüksek gerçeği açıldığı, egonun sınırlarıyla özdeşleşmeyi bıraktığı ve hayata
güvenle teslim olmayı araştırdığı her yola din denemez. Yoga eğitmeni öğrencisine
neyin doğru neyin yanlış olduğunu dikte etmez, kendi hakikatını görmeye teşvik
eder; öğrenciye rahat bir alan sunar ve yerinde sorular, önermeler ile
öğrenciyi beden-zihin uzayında hissederek gerçeğini bilmeye davet eder. Yoga
bir kurallar zinciri değildir, uyarak hedeflere varılan veya uymayınca utanç
duyulan; yoganın kalbinde eylem ve düşüncelerin kaynağı olmadığımızın bilinci
vardır, böylece olmadık gurur veya
öz-saldırı duygularından özgürleşiriz.
Yoga eğitmeni sade, net ve güvenli bir
yaklaşımla öğrenci için adım atabileceği alanı açar, ona kendiyle temas
edebileceği çok boyutlu araçlar sunar, deneyiminden ve bilgilerinden
paylaşırken şahsi tercih ve görüşlerini “yoga kılıfı” altına sokmaz. Yoga eğitmeni, tıpkı bir memur, bir mühendis,
bir avukat veya temizlik görevlisi gibi kendi mesleğinde uzmandır ve meslek
etiğiyle, mesleğin inceliklerini korumaya ve aktarmaya gayret gösterir, aynı mesleği
icra eden diğer insanlara saygı duyar. Bunun ötesinde yogayı deneyimlediği için, “ahimsa” ilkesinin
farkındadır; bu şiddetsizliktir, duyarlılıktır, eylem, söz ve düşüncelerinin
diğer varlıklara zarar vermemesi ilkesiyle konuşmaya ve hareket etmeye özen
gösterir. Yoga eğitmeni her varlığın, bütünün bir parçası olduğu ve bütüne hizmet
ettiğinin farkındadır. “Satya” ilkesinin
farkındadır, iftirada bulunmaz, diğer yoga eğitmenlerinin bilgi, görgü ve
deneyimiyle ilgili fikri olmadığı halde fikri varmış gibi söylemlerde bulunmaz, yogayı öğrendiği kaynakları doğrulukla beyan eder. Ve yoga eğitmeni alçakgönüllüdür; kendini
olduğundan yüce, büyük, özel göstermek için kendine sıfatlar eklemez; kendine
tapınırcasına davranan bir öğrencisi olursa da onu sakinlikle uyarır ve
kendisinin tıpkı öğrencisi gibi bu yolda daima öğrenci olduğunu
hatırlatır.
Yoga
eğitmeni tek bir hakikat olduğunu, insanın biçilmiş kalıplarından özgürleşerek
bu hakikati hissetmesi, hikmet ve ilim yoluyla hakikati bilmesi için tarih
boyunca sayısız felsefe okulları ve öğretiler doğmuş olduğunu bilir, kendisinin
seçtiği yolun dışındaki diger yolları, ve bu yolları tercih eden tüm insanları
ve ekolleri de şefkat ve birlik duygusu ile kucaklar.
Çünkü Yoganın kelime anlamı “Birlik”tir.